Tarzancam daha iyidir...

3 Şubat 2012

Bir şeyler olmuş...

- Californication diye bir dizi var, pilot bölümde kaç meme gördüm bilmiyorum. Evet, şimdi dağılabiliriz.
- Her yerin ıslak olması, diye bir durum var. Yağmur yağmıyor ama sanki yağıyormuşçasına parıl parıl parlayan bir asfalt. Her yer ıslak ama. Her şey ıslak. Bu nasıl oldu? Bunca su nereden geldi? Bitmiyor da. Yarım kilometre yürüyorsunuz ve  ıslaklık aynı oranda devam ediyor. Yollar, apartmanlar, bulutlar, arabalar, neredeyse insanlar her şey ama her şey ıslak. Olm dünya normalde kuru değil miydi? Şu an ıslak. Baya baya tüm İstanbul sırılsıklam.
-Bilemiyorum, bir an için dışarda kuru bir yer bulamamak çok tuhafıma gitti. 
-Kuru bir yer olmaması?
-Denizde de değiliz???
-Dün ve ondan önceki gün asfaltı gördüğüme sevindiğim anlar oldu.
-Ne kar romantizmiymiş arkadaş.
-Ama Californication, memeler haricinde başka ibretlik olaylar için de izlenebilir bir dizi, çok eğleniyorum, daha 4. bölümde bunları yazdım gerçi ama...
-Eveet, Uğur Mumcu. Kürt-İslam Ayaklanması 1919-1925 var. UMAG var. Bunlara bakıyoruz, çalışıyoruz, ilerleyen günlerde soracağım.
-Hank olun. Olmayın. Olun. Olmayın. Olun olun...
-Ya bebeğim, özledim. Özlemedim. Özledim. Özlemedim. Bir şeyler seni bana unutturduğu sürece sorun yoktu gerçi. Ahahah. Ne alakası var? Öyle bir şey olabilir mi? Ben o kafada bir insan olamadım ki hiç! Maalesef. Unutmak sekmesi çalışmiyor napiym. :( O noktada hata veriyoruz. Yoksa seni çok sevdiğimden değil, seni sevmiyorum. Sadece unutma olayına kafam basmıyor.
-Yok lan bazılarını unuttum. Eşcinsel olan vardı bir tane, bak onu unuttum hakikaten.
-Böyle bir şey olabilir mi?
-Ya neler olmuyor ki bebeğim.
-Hank olmayın.
-Yok biri daha vardı, onu da unuttum, güzel bir adamdı gerçi. Yazıyordu falan. Kaybeden ve tutunamayan ve aylak ve ıssız ve muhalif bir adamdı. İçinden çıkılamıyor. Bir gençlik rüyasının daha sonuydu sanırım benim için. Arkadaş falan olamayız, demiştim, terkediyodu napiym, bak bunu dediğim için pişmanım. Arkadaş olabiliriz yav!! Ama gittiğin iyi oldu şimdi ne yalan söyliym yea. 
-Sonra bir ekşi olayında karşılaştık, yemin ederim o yanımdaki adamla aramda bir şey yoktu, niye öyle atladı da selam verdi bilmiyorum, arada şarap içmeye çıkıyoruz dediysem de özür dilerim, kıskandırmak gibi bir amacım yoktu.
-GAD.
-Hank olun birazcık yea.
-Hank oliym.
-Neyse evet, bir de Osman Hamdi Bey var. Kaçmayın, vallahi çok eğlenceli. Biz onu Kaplumbağa Terbiyecisi ile tanıdık fakat kendisi İstanbul Arkeoloji Müzesi'ni büyük zorluklarla kurmuş şahsiyet artı tablolarında hem insan figürünü hem de hatunları ilk defa kullanmış ressam hem de Kadıköy'ün ilk belediye başkanı! Ayrıca Mimar Sinan'ın yaani ilk sanat okulunun kurulmasına önayak olmuş kişi. İlk arkeologlarımızdan. Falan say say bitmiyor ama kısaca çok yönlülük ve toplumsal fayda konusunda Osmanlı'nın son sınırlarını belirlemiş bir amca olduğunu biliniz. Büyükşehir'in Gönlümdeki Osman Hamdi Bey adlı oyununa damladım, sonra da Hamdi-sever oluverdim. Mes'udum.
-En tartışmalı eserlerinden biri olan Mihrap an itibari ile kayıp.




-Sonra da oryantalistsin sen Hamdi'ciğim, diyorlar. Yav işte, Avrupa'da eğitim aldın mı, iki dakka kadını yücelttin mi, çatadanak oryantalist oluyorsun, gibi geliyor, bu noktada.
-Ki zaten, rahle üzerinde hatun resmetme cesaretini gösteren her ressam oryantalist olmaya mahkumdur herhalde bu topraklarda. Doğu-Batı kırması. Bizden değisin. Batılı gözlüklerle doğuya bakmak. Vıdı vıdı.
-Mihrabı kalbimizde yaşatacağız inşallah!!!!111...
-Californication'u biri daha önceden bana tavsiye etmeliydi!
-Mutlu Yıllar :)

0 vıdıvıdı: