Tarzancam daha iyidir...

24 Şubat 2011

problemleri olan arkadaşlara gelsin

Gel bebeğim, gel canım.




puddi puddi, puddi puddi, I cook a dead guy, giga puddi!
puddi puddi, puddi puddi, yo, FATTY, giga puddi!
puddi puddi, puddi puddi, I eat meatspin, giga puddi!

Çevreci olun lan!

EcoATM diye bir şey var, sen içine aleti -asdkljdsa- koyuyorsun o hesaplayıp sana parası neyse veriyo. TR'de olsa, ya ben bi şey demicem, neyse.

21 Şubat 2011

Hayatı müzikli prezervatif tadında yaşamak!

-Müziği "içinde" hissetmek isteyenler içün; evet müzikli prezervatif var!
-Yukarıda linki ilgili yere yapıştırdım ama, aslında Tempo'nun aralık sayısında bu haber Japonya'dan ya da Çin'den çıkmış yeni bir icat olarak iletiliyordu.
-Paylaştıkça artıyorum... diyecektim de acaba tadı meselesi var, neyse, evet, sdaklsadjklds...
-Aylardır yazmamamın nedeni bir türlü Tarzan'ı hissedememiş olmamdı. Sonra Belçikalı hatunların; hükümet yoksa seks de yok konulu seks grevi haberine denk geldim ve işte Tarzanlık bir haber, dedim. Muhteşem bir haber. Zamanında Kenyalı hatunlar bir yıllık siyasi karmaşayı bir haftalık seks grevi ile çözmüşler. Yunanistan ve Sparta arasındaki savaşta da mitolojik Yunalı hatunlar aynı yola başvurmuş. Tıhla bebeğim.
-İşte olay bööyle muhteşem bir şey sevgili okur. Çok eğlendim lan. Şimdi Tarzan'ı da -içimde- hissediyorum. Teşekkürler Kenya! Teşekkürler Belçika! Teşekkürler Antik Yunan!
-Naptım peki ben?!
*Yılbaşında, onikiye on kala gibi telefonum çaldı; salak napıyosun, diyen sese mmııaah şeklinde cevap verdim, uyuyo  musun lan yılbaşı geliyo, şeklindeki tepkiye sızmııaahaşşalşkş, şeklinde laf yetiştirdim. Şarap içip çogzel sızmıştım, yok sızmadım ama sızmış gibiyim de ehe mehe, diyerek telefonu kapattım, uyandırma servisi için teşekkür falan da etmedim. 10 dakika kadar sonra, lan bari yılbaşına ayık giriyomuş gibi yapiym, dedim, sonra yılbaşı oldu, sonra ben gidip biraz daha döniym, dedim, döndüm falan, bi saat sonra kadar ayılıp içmeye devam ettim. Bence mikemmeldi. Ertesi gün arkadaşları falan aradım, meğer herkes evde içmiş, niye toplanmadık ki lan biz, diye soruştuk. Sonra acı içinde farkettim ki aslında hepimiz diğerinin başka bir planı olduğunu düşünüp, şimdi bnm yılbaşı için planım yok deme ezikliğini yaşamamak için birbirimizi aramamıştık. Ama ben çokzel ama çokzel sarhoştum ve bence bu mikemmel bi şeyde!
*Tuhaf bi sitede yarı-ünlü bi adamla tanıştım.
*6 ay kadar önce, ben işi bırakıyorum patron, demiştim ve nihayet bıraktım. Şirket buna 6 ayda hazırlanabildi??!! 
*Shakes and fidget'e -faggot die okumuyor değilim- bağımlı oldum. Muhtemelen 15 yaşındaki insanlarla kapışıyorum. Belki de daha küçüklerdir. Hayır, hiçbiriyle konuşmuş değilim ama Ogame'den biliyorum durumu. Bu nedenle pek konuşmak da istemiyorum esasen. Hangi okuldasın sorusuyla karşılaşmak fln, o kadar karakter yaptım lan hayır tamam mı hayır!
*Kadıköy'deki eşcinsel falcılardan biriyle geleceğim konusunda anlaşmazlığa düştük. Ben, bitti yeeaa o iş, dedikçe, yeeaa burda öyle görünmüyo ama, bitmemiş fln, öyle olmicak aşkımmm, dedi. Yea tmm, bitmemiş de olabilir de yeeaani, dedim işte ben. Çok eğlenceliler lan.
*Ekşi zirvesine gittim. Gittim evet. Hyr ben davetliydim. Hea evet arada yazarlığım onaylandı benim ehe. Çok muhteşem bir geceydi. Neyse, 4 arkadaş ev ve araba herşeyin öncesinde hazırdı. Sonra benim ev sahibi kavalyem beni sattı. Sonra arabanın sahibi yazarın +1'i hastalandı. Bunlar sevgililer, zirveye bir gün kala ayrılık rüzgarları esti bilmem ne. Sonra ben araba sahibi yazarın +1'inin araba sahibi bir başka yazar arkadaşına yamandım. Olay günü, bir önceki yazarın hasta olan +1'i düzeldi ve bir şekilde ilişkileri normal seyrine döndü ve ben henüz tanıştığım ikinci araba sahibi yazarı geç geliyor diye ekmek durumunda kaldım ve bir önceki tasarlanmış grup bir eksikle vücut buldu ve olay mahaline beraber gittik. Fakat düzelmiş gibi takılan hasta arkadaş kendini yine kötü hissedince Hilton’un garajdan dışarı bile çıkamadı ve eve gitmek istedi. Ben de, beni satmasına rağmen evin anahtarlarını bana emanet etmiş olan ve bu mevsimsel gripli grupla benim varlığım dışında hiçbir bağlantısı olmayan exkavalyemin evine doğru yola çıksınlar diye anahtarları sanki kendi anahtarlarımmış gibi bunlara verdim. Evin son derece dangalak bir yerde olması nedeniyle ve satış cezası olarak exkavalyeme çok ayrıntılı bir harita hazırlatmıştım, o haritayla gittiler. Onlar giderken ben exkavalyemi arayıp; lan bizimkiler senin eve gidiyo, falan dedim. O da; ışıkları açmasınlar ev sahibim biraz muhafazakar -fuhuşa son derece karşı- ve kombiyi mutfaktan açabilirler, fln dedi. Sonra, benim daha önce yamandığım diğer araba sahibi yazarı beklemeye koyuldum. Benden 45 dakika sonra içeri girebildi. On dakika kadar takıldık. Ben sonra, bir ara tanıştığım başka bir başka yazarın +1'ini takip çalışmalarına giriştim. Sonra o +1 işi yattı. Ben, hah tam olarak bunu haketmiştim lan, derken o sırada başka bi sözlükten tanıdığım ve resmen "vermediğim" bi arkadaşla karşılaştım. Nasıl içeri girdin falan dedi, yea işte arkadaşlarla gir... diye cümlemi tamamlayamadan; hea iyi, arkadaşlarınla takıl o zaman sen!! deyip 180 derece olduğu yerde dönerek bana tribini koydu!!? Tabii ki tekbaşına gelip o gece ona vermeliydim!!! Ne lanet karıydım lan ben!!! Ben o hafif şokla, diğer arkadaşın yanına saaanki hiçbir şey olmamış gibi geri döndüm. 45 dk. kadar daha mı ne takıldık. Sonra ben, tabi duyuruları çok iyi okumadığım için Cem Yılmaz'ın sadece imza dağıtacağı gerçeğini o sırada öğrendim. Sonra da Taksim'e doğru yola koyulmak üzere,  hala dışarıda bekleyen kalabalığı yarma çalışmalarına giriştim. Bir başka plan dahilinde benim exkavalyem Taksim'de takılıyor olacaktı ve ben de göya onlara katılacaktım. Fakat onu aradığımda öğrendim ki onun takılacağı bir eleman -en başta beni satma nedeni- Ankara yolunda takılmış, Taksim'e damlayamamışlar. Çok sonra öğrendim ki o akşam çok çok geç damlayabilmişler.

-Ekşi gecesi, bence biz -kısmen- yeni yazarlar için şahane bir deneyimdi. Ne oldunuz sanıyosunuz lan siz işte Hilton'da bööööyle sürünürsünüz, diye mesajını verdi. Bi'şey oldum sanmıyordum. Birazcık mutluydum o kadar. Birazcık.
-Bi ara da Türk-lezbiyen-bloggerlar dünyasının kapılarını araladım ama bunu olayı sizinle paylaşacak değilim. Esefle kınamakta serbestsiniz.
-Emrah Serbes ve ekibinin Ekşi gecesine girememiş olmaları bence de berbat bir olaydı.
-Profilden beğenilen adamın yüzünün tamamını dönünce beğenilmemesi, evet berbat bir şey. O zaman hiç kesmeyecektin bacım, derler adama ama ne yapacaksın, bi umut kesmiştim hocam mı diyeceksin? Nedir?
-Bir de otobüsün camındaki yansımasını beğenip kestiğin adamın normalde öyle olmaması durumu var, o daha acı.
-Elbette ki bu yeni yılda otobüs-minibüs-metrobüs enstantenelerinin bitmesini umudediyor, mutlu yıllar, iyi çalışmalar, saygılar, sevgiler diliyoruz.
-Nokta.