Tarzancam daha iyidir...

28 Nisan 2010

Tom ve Jerry' nin hayatıma katkısı

Louis Jordan'dan daha normal bi kayıt için şurası neden olmasın hedesi

Yıllaaaaar yılllar sonra anladım ki Tom&Jerry versiyonunu daha çok sevmişim meğer.

23 Nisan 2010

Bayrak Asılması

23 Nisaaaan kuuutluuuu ooolsuuuun.

Patronuma 23 Nisan'ın sadece bir çocuk bayramı değil de aynı zamanda TBMM'nin açılışı ve milli iradenin zaferi vs vs olduğunu anlatmayı denemediğme pişman oldum tam da o, kapıdan çıkarken. Bugün erken çıkalım ve neşe dolalım mı, lüdven, diye iki defa sormuştum, kurumsal değiliz, milli bayramlarda oteller maalesef çalıştıklarından yerimde olmam gerekiyor vs vs. ve bir soruyu  iki defa sormamdan hiç ama hiç hoşnut olmaz ama banane diyorum, bu 23 Nisan.

Gerçi 29 Ekim'de de aynısını yapıyorum...
19 Mayıs'ta da...
Bi de 30 Ağustos...

24 Temmuz'da yapmıyorum. Ama yapmak istemiyor değilim, her an yapabilirim de fakat destek yok. 
Sevgilim Tarzan, lüdven bana 24 Temmuz'un da milli bayram kategorisine girmesi konusunda destek verir misin?
Lozan Antlaşması'nın kabulü, evet, 24 Temmuz 1923,  Kurtuluş Savaşı'nın  sonucunun kağıda dökülmüş hali. Altı aylık şahane bir diplomasi savaşı! Türk diplomasi tarihindeki mükemmel orgazm anlarından biri! 
Karşıt görüştekiler, antlaşmanın çok abartıldığını iddia ederler. Zaten onlara göre Kurtuluş Savaşı da altı üstü bir avuç Yunan'ın denize dökülmesidir. İngiliz  desteği falan peeeeh, o da neymiş?!
Kutlamıyoruz, anmıyoruz, 24 Temmuz çok azımız için bir şey ifade ediyor, bilmeyenin kafasında Lozan Antlaşması'nın ezberletilen diğer antlaşmalardan bir farkı yok... Neresi abartılıyormuş msnkmsms?! Bir işte biz  bölümdeyken kendi aramızda son derece elit bir takım tebrikler vs jkdadaksdsakd...

Patrona diyorum, Amerikan ortağımız Magellan'dan kimseyi 4 Temmuz'da yerinde bulabiliyor muyuz, bulamıyoruz. Bütün dünya çalışıyor, ABD yerinde yok ki normali bu. Milli bayramm
Ama cık, yarım günü koparamıyorum.  

Kutlaması, töreni, tatili bir yana asıl mesele mühim bir meseleyi hatırlamak tabi aslında. Hatılamalı, kutlamalı ve mutlu olmalısınız ki o mühim meseleyi daha çok sevesiniz, meseleye daha çok dikkat edesiniz vs vs... Her yıl kafadan 4 gün tatil mi giriyor, girsin, yapıcak bir şey yok, bir şeylerin hatırlanması lazım.
Ki tam kapıyı kapatmış ve asansörü çağırmıştı ki hatırladı belki, geri döndü, kapıyı çaldı, neyse dedi, iki gibi fln çıkın....

Sonra marşlar eşliğinde perde kapandı. 
...ey vatan gözyaşlaaaaarın dinsin yetiştik çünkü biiiiiiiz... 

17 Nisan 2010

bir takım kültürel hedeler

-pek belirtmek istemesem de sıkıcı-

Şurada şarkı çalması.
Stalker. Acaba uludagsozluk'teki (bi kere de uludağ sözlük yazabileyim) stalker mı la, demişim, nasıl da hatırlıyorum... yok yav düşünüldüğü gibi değil. Fakat mesaj kutumun derinliklerine minik bir gezintiye çıkabilir miyimm, neden olmasın ahah...
Neyse, açık radyo'da perşembe 23'te sanıyorum programda oluyor ve program listesini bloğa atmış, fevkalade!

Bir kaç saat sonra gelen güncelleme:
Fakat sakin çalıyor, pırr pırr gidiyor, iyiymiş.
Bir de stalker, ortalığı dağıtan bir filmmiş de, hımmzzz.

Burada online bir proje.
Bilinesi.
Mart'ın ortalarına kadar birikmiş çalışmaların havuzu şeklinde tanımlayabileceğimiz apartman projesi'nin beklenen sergisi de gerçekleşmiş gerçi ama birikenler linkten incelenebilir.
Bu, dev bir projenin İstanbul ayağı olarak tanımlanmış.
Aslında bu kadarla kalmasa, devam etse vs vs vs...
Hiiiç metin yazarı falan olmaya çalışmayayım ben.
Neyse, bir kaç bir şey alalım da kenarda dursun modeli;

Zeki - Gözde İlkin

Tepebaşı - Suat Öğüt



3 Nisan 2010

Ah!

hep mi bu kadar tatlıydın?!! klsdkljdsakjldskjldskjdsjk

Sanıyorum Mark'ın Feeder'dan ayrılması ile Skunk Anasie'nin tekrar birleşmesi arasında doğrudan bir ilişki var ya da gece gece her şeyi çok güzel gtümden algılıyorum.

Hayırlısı...kfdskljadjflkjf.

2 Nisan 2010

Kızlar falan var...

Sıyırıp İlber Ortaylı'nın Ottoman Studies'ini aldım. Her ay bir şeyler oluyordu hani ya. Bu ay böyle oldu.
İlber Ortaylı Viyana'da doğmuş bu arada, uuu beybi.

Hatun.


Ne pahasına olursa olsun, çıplak poz verilmeli, diye düşünüyorum. Sonuç olarak o vücut sonsuza dek sizinle kalmayacak. 200 yıl sonra da ne muhteşem olduğunuzu kimseye kanıtlayamazsınız, o yüzden... Aferin, soyunun bacılar!
Yukarıdaki resim aslında şuradan. Ama o hatun da buradan yürütmüş. Hipcumon da baya güzelmiş aslında, evet.

İlber Ortaylı bol küfür eden bir hocaymış.
Hiç küfür eden hocam olmadı üniversitede, bir an için gözüme büyük bir eksiklik gibi göründüü. Hatta içimden bir ses; beeelki hiç gerçek bir hocan olmamıştırrrrr, diye mükemmel bir şekilde tüm eğitim hayatımı skip attı da.
Çogteşekkür ederim içimdeki ses.
Ulus iliş'te mütemadiyen hocalarınızla aynı fikirde (aynı safta olmuyor, aynı politik duruşu sergilemiyorsunuz olacak ama olmamış gibi devam edek) olmuyorsunuz. (aslında ulus ilişte öğrencilerin nadiren kendi fikirleri olurrr) ( of, ne kızgınım bu akşam lan)
Arada sırada tutumlarını baya baya lanetlesem de tüm hocalarımı dinlerdim. O hiç onaylamadıklarımdan bir tanesi bi gün derste, ya var ya ben sizin yerinizde olsam bi dakka durmam burada, bakın erasmus var bilmem ne var, alın sırt çantanızı gidin, demişti ve kendimi bir anda, iki ay öncesine kadar nerede olduğunu bile bilmediğim bir ülkede bulmuştum.
Aynı hocam, ya İran çok böyle öcü falan gibi gösteriyorlar ama güzel aslında bi gün gidin, falan da demişti.
Ama İran bekleyebilir sanırım.
TR'den ayrılmadan önce, hocam siz dediniz diye gidiyoruz, biliyor musunuz bile demiştik ama sallamamıştı. iyi, gidin ne haliniz varsa görün ... lan yoksa farketmeden bir canavar mı yarattım... tanrım napıyorum ben bu çocuklara... neyse ben gidiym de motosikleti binanın içine alıp odama kadar getirym -ki yapardı-

Galatasaray Sözlük var. Fena değil fakat. Aziz Yıldırım'la dalga geçilmesini centilmenliğe aykırı bulan bir entari pek bi şukela listesinde çıkabiliyor, gözlerim yaşardı. 
Tam bu noktada şunu çok paylaşmak istedim.
Fener'in de var sözlüğü sanırım ama neyse yeah :) -sonra, neyse peki bi bakiim, demiş olabilirim-

Vö siz alışveriş sevdalıları!
N'aber?
Limango ve Markafoni'den bilmiyorum ne kadar bahsetmiştik ama neyse işte onlara yeni bir rakip geldi; trendyol. Mia'dan gelen bir e-posta ile -yineğ- haberdar olduk. Bir an içün tırt mı çıkacak diye düşünsem de, aslında fena değil. Üye olunası.

Şununla bitirelim, yine bir hipcumon.


Ya, benim bir yol bisikletim vardı, ince tekerlekli, hafif, kıvrımlı direksiyonu, antika vites kolları ve antika pedallarıyla... Nasıl aşıktım ona anlatamam. Şimdiye jilet olmuştur sanırım, evde yer yok diye götürdüler vs, bide baya baya deli kullanıyordum, korkuyorlardı bi gün arabanın altına gireceğim diye...çoğğ kişisel oldu ama bisikletimi geri istiyorum hala ben, yapcak bi şe yok.
ühü.