Lan Tarz, bayramda Bursa-Eskişehir-Ankara yaptım, çok acaipti. Yollar falan çok güzeldi, öyle ki hız yaptık ve akabinde polis amcalar, hız yaptınız diyerek
İlk on beş günde ödersen %20 midir nedir indirim var, hehey :)...
...ühühühü...
Sonunda hasta olmasaydım, 10 numara, bayram gibi bir bayram yaşamış olacaktım demiyorum hakikaten 10 numara, bayram gibi bir bayram yaşadım olm! Bursa-Eskişehir-Ankara! Yanyana gelince negzel oldu.
Bursa'da Kat 3 fena değil. Büyük, havadar, canlı müzik de olabiliyor, bayram yoksa mesela karaoke de olabiliyor.
Karaoke demişkene, minik bir Kuzeydoğu Avrupa ülkesinde, öğleden sonra minik bir barın önünden geçiyordum ki içerden alışık olmadığım tipte homurtular geldi. Yabancı bir yerdeyim, normaldir, de demedim. Ben öyle, alışık olmadığım ürkünç homurtular duyunca topuklayacağı yerde, bu ne lan, deyip kapıdan kafasını uzatan bir tipim.
Şey diye düşündüm, siz tanrının unuttuğu Kuzeydoğu Avrupa milleti, hakikaten ne halt karıştıyor olabilirsiniz öğleden sonra sonra ?!
İyi bir şey yapıyorsanız ben de katılacağım.
Karaoke yapıyorlarmış. Öğleden sonra. Bana ters. Karaoke zaten tümden ters bir olay bir düşününce. İçince güzel.
Muhtemelen birbirini tanımayan ama tesadüfen orada bulunan aşağı yukarı yirmi civarında kuzeydoğu insanı sevgi yumağı olmuş, sarılalım sıkı sıkı moduna girmiş, işte bu çok hoştu.
Karaokenin yerel hisleri harekete geçirmesi.
Fakat Çin için aynısını söyleyemeyeceğim. Abartmışlar adamlar, devasa karaoke-barlar yapmışlar. Yok link mink.
Görükle var.
Bu aşağıdaki, Görükle'de bizi evine almak zorunda kalan zavallı öğrencinin buzdolabı. Boş olsa, son kırıntısına kadar sömürürdük. Dolu görünce iştahımız kaçtı. Bu ne lan?
Görükle, birkaç yüzyıldır dağ-taş-orman görmeyen Yavru Tarzan'ın danaymışçasına neşelenmesine neden olacak kadar bahçası var bağı var...
Başkent deseniz, hava mükemmeldi. Manhattan'ın önünde bir adam işiyordu biz çıkarken. Aha yavru işiyoooeeey diye laf attım kafam 1500 bir halde.
Ertesi gün, Ardıç'ta demlendik. Ardıç iyi. Ardıç Kafe için internet dünyasında maalesef düzgün sonuç yok. -siteleri yok, lan alışmışım yalnız site olmasına, site bulamayınca garipsiyorum-- zaten kredi kartı zıvırları da çalışmıyordu, teknoloji sevmemek şekli- Ankara'dan fazla kanıt istemediğimden resim falan da çekmedim. Ama Konur Sokak'ta, Turhan Kitabevi'nin üstünde, her tarafı kitap olan bir mekan, çayları var otlu, muzlu sütleri var... sokak manzarası falan fevkalade. Ya da Yavru Tarzan nasıl der; lezizz...
Sıkma meyva suyu neden yok, nedennn, diye utanmadan garson kıza çemkirdim, mutfağımız küçük, dedi, bir tane meyva sıkacaaa alıcaksınız, dedim yine utanmadan. Çok sevimliydi, hiç bozuntuya vermedi. Hesabı öderken, siz muzlu sütsünüz, bile dedi. Çok alçağım.
Sıkma meyva suyu neden yok, nedennn, diye utanmadan garson kıza çemkirdim, mutfağımız küçük, dedi, bir tane meyva sıkacaaa alıcaksınız, dedim yine utanmadan. Çok sevimliydi, hiç bozuntuya vermedi. Hesabı öderken, siz muzlu sütsünüz, bile dedi. Çok alçağım.
Dönüşte İzmit'e öpücükler gönderdik. Uğrayamadım yavrum ama bakacağım bir çaresine.
Yol bize böyleydi.
Şu da 'yol'dan okurcanlara gelsin. Ankara'daki güzel bir insan Tarzan'a tavsiye etti. Yiyin gari.
Yavru Tarzan öperrrrz.